İ. Çeviri

ÇEVİRİ TESTİ



ENGLISH = TURKISH

1- The periods when the Greeks, Persians and Romans showed their influence over this area are better known to historians.

A) Yunanlıların, Perslerin ve Romalıların bu bölge üzerinde gösterdiği etkileri tarihçiler çok iyi bilir.
B) Bu bölge üzerinde Yunanların, Perslerin ve Romalıların yaşadığına dair kalıntılar tarihçiler tarafından ortaya çıkarılmıştır.
C) Tarihçiler Yunanlıların, Perslerin ve Romalıların etkilerini bıraktığı dönemleri ortaya çıkarmıştır.
D) Yunanlıların, Perslerin ve Romalıların bu bölge üzerindeki etkilerini gösterdiği dönemler tarihçilerce iyi bilinir.
E) Yunanlıların, Perslerin ve Romalıların bu bölge üzerindeki etkileri tarihçilerce iyi bilinir.

2- With increased archaeological interest in this area of the world, the importance of Turkey, in terms of being one of the birthplaces of man, is increasing.

A) Dünyanın bu bölgesinde artan arkeolojik ilgiyle Türkiye’nin önemi, insanlığın başlangıç yerlerinden biri olması bakımından, artmaktadır.
B) Türkiye’nin önemi, insanlığın doğuş yerlerinden biri olması bakımından artan arkeolojik ilgi sayesinde giderek artmaktadır.
C) Dünyanın bu bölgesinde artan arkeolojik ilgi sayesinde Türkiye’nin önemi insanlığın doğum yerlerinden biri olduğu için giderek artmaktadır.
D) Türkiye konumunu bu bölgede yapılan arkeolojik kazı sayesinde insanlığın doğum yerlerinden biri olması bakımından giderek gözler önüne sermektedir.
E) İnsanlığın doğum yerlerinden biri olması bakımından Türkiye dünyanın bu bölgesinde artan arkeolojik ilgi ile birlikte giderek önem kazanmaktadır.


3- Although he was rejected repeatedly for military service because of a defective eye, Hemingway managed to enter World War I as an ambulance driver.

A) Askerlik görevini kusurlu gözünden dolayı yapamamasına rağmen Hemingway birinci dünya savaşına ambulans şoförü olarak katılmıştır.
B) Kusurlu gözü yüzünden askerlik görevinden defalarca ret edilmesine rağmen, Hemingway birinci dünya savaşına ambulans şoförü olarak girmeyi başardı.
C) Askerlikten hasarlı gözü yüzünden gönderilmesine rağmen Hemingway birinci dünya savaşına ambulans şoförü olarak katılmıştı.
D) Hemingway askerlik görevinden defalarca ret edilmesinden sonra birinci dünya savaşına ambulans şoförü olarak katılmayı başarmıştı.
E) Hasarlı gözü yüzünden askerlik görevinden defalarca atılması Hemingway’i birinci dünya savaşına katılmasını engelleyemedi.

4- Darwin’s work has been of major influence on the life and earth sciences and on modern thought in general.

A) Darwin’in çalışması dünya bilimleri ve modern fikir üzerinde büyük önem arz etmektedir.
B) Darwin’in çalışmasından dünya ve hayat bilimleri ve genel olarak modern düşünce çok etkilenmiştir.
C) Darwin’in çalışması hayat ve dünya bilimleri ve genel olarak modern düşünce üzerinde çok etkili olmuştur.
D) Darwin’in ortaya koyduğu bulgular dünya bilimleri ve genel olarak modern düşünce açısından çok etkili olmuştur.
E) Darwin’in teorileri genel olarak dünya ve hayat bilimleri ve modern düşünce üzerine çok fazla etki göstermiştir.


5- When experiments first started to be done, it was not the benefit of the society that the scientists placed, but the harms of the environment.

A) Deneylerin ilk yapılmaya başladığında bilim adamlarının ortaya koyduğu toplumun faydası değil çevrenin zararlarıydı.
B) Deneylerin ilk yapılmaya başladığında bilim adamların ortaya koyduğu sadece toplumun faydası değil aynı zamanda çevrenin zararlarıydı.
C) Deneylerin ilk yapılmaya başlandığında bilim adamlarının ortaya koydukları çevrenin zararları değil toplumun faydası idi.
D) Deneyler ilk defa yapıldığında bilim adamlarının ortaya koydukları toplumun faydası değil çevrenin zararları idi.
E) Deneyler ilk defa yapılmaya başlandığında bilim adamları hem toplumun faydasını hem de çevrenin zararlarını ortaya koymuştur.

TURKISH = ENGLISH

6- Freud, çocuğun ahlâk yargıları ve standartları kazanmasının oedipal dönemin sonuna doğru başladığını ve onların özdeşleştiği sırada gerçekleştiğini savunur.

A) Freud defends that the children’s moral evaluations and standards are acquired at the end of the oedipal period.
B) Freud claims that the children acquire moral values and standards through the end of the oedipal period and this starts when they become identical.
C) Freud points out that the children’s absorbing moral evaluations and standards has a start at the end of the oedipal period and appears after these concepts become identical.
D) Freud puts forward the idea that the children absorb the moral values and standards when these concepts become identical.
E) Freud maintains that the children’s acquisition of moral evaluations and standards starts through the end of oedipal period and happens while these become identical.

7- Shakespeare’in belki de bütün oyun yazarlarının en iyisi olarak ünü yaşamı boyunca elde edilmemiştir.
A) That Shakespeare was probably famous for being the greatest of all dramatists was not achieved by the others in his time.
B) Probably, Shakespeare’s fame as a successful dramatist was not gained during his lifetime.
C) Shakespeare has got a reputation which couldn’t be achieved during his lifetime.
D) Shakespeare’s reputation as perhaps the greatest of all dramatists was not achieved during his lifetime.
E) Shakespeare became renowned for his great triumph as a dramatist during his lifetime.

8- Altısının 1610 yılında Galileo tarafından bulunan Jüpiter’in 16 tane uydusu olduğu son zamanlarda keşfedilmiştir.
A) Sixteen satellites of Jupiter have so far been discovered and four of them were found in 1610 by Galileo.
B) It has been discovered recently that there are sixteen satellites of Jupiter, the four of which were found in 1610 by Galileo.
C) That Jupiter has got 16 satellites and four of them were found in 1610 by Galileo has been discovered recently.
D) There are sixteen satellites of Jupiter, the four of which were found in 1610 by Galileo.
E) Explorers have reached the latest finding that there are sixteen satellites of Jupiter, the four of which were found in 1610 by Galileo.

9- En ünlüsü hariç hırsızların her biri dün yakalandı.
A) The most famous of the thieves except the others was caught yesterday.
B) The most famous thief was caught yesterday, but not the others.
C) Each but the most famous of the thieves was caught yesterday.
D) Except for the most famous of the thieves in addition to some others, the rest was caught yesterday.
E) Each of the thieves was caught yesterday including the most famous one.


10- İngiliz dili, bir kadının, kullanamadığı birçok şeyle dolu, fakat ihtiyaç duyduğu tek şeyi ise bulamadığı gardırobu gibidir.
A) Being just like a woman’s wardrobe, the English language cannot use many things inside it and also the used ones don’t work.
B) English which is like a woman’s wardrobe is a language where you cannot find what you want.
C) English language is full of things which we cannot use, but it is like a woman’s wardrobe – the one thing we need we can’t find.
D) The searched things are not found in the English language which is like a woman’s wardrobe; the found ones are also out of use.
E) The English language is like a woman’s wardrobe – full of things she can’t use, and yet the one thing she needs she can’t find.


ENGLISH = TURKISH

11. President Tassos Papadopoulos gave full protection to the Health Minister, despite apportioning her some of the blame for the mishandling of classified documents found in rubbish bags under a staircase in her department.

A) Başkan Tassos Papadopoulos Sağlık Bakanına tam koruma sözü verdi, aslında o dairesinde merdivenin altında bulunan dosyaların kötüye kullanılması konusunda suçlanıyordu.
B) Sağlık Bakanı dairesinde sınıflandırılmış dosyaların merdiven altında bulunduğu için suçlanıyordu, buna rağmen Başkan Tassos Papadopoulos ona tam bir koruma sağladı.
C) Başkan Tassos Papadopoulos, dairesinde merdivenin altındaki çöp torbasındaki sınıflandırılmış dokümanların ortaya çıkması ile ilgili suçu ona mal etmesine rağmen Sağlık Bakanına tam koruma sözü verdi.
D) Başkan Tassos Papadopoulos, dairesinde merdivenin altındaki çöp torbasında bulunan sınıflandırılmış dokümanların kötüye kullanılmasına ilişkin suçun bazısını ona mal etmesine rağmen Sağlık Bakanına tam bir koruma sağladı.
E) Başkan Tassos Papadopoulos dairesinde merdivenin altındaki çöp torbasında bulunan sınıflandırılmış dokümanların kötüye kullanılmasıyla suçlanan Sağlık Bakanına tam koruma sağladı.

12. Compared with the rest of its brain, the visual area of a turtle’s brain is comparatively small since turtles, like all other reptiles, depend on senses other than sight.
A) Beyninin diğer kısmıyla kıyaslandıkları için bir kaplumbağının beyninin görsel kısmı oldukça küçüktür, bu yüzden, onlar duyularına güvenirler.
B) Bir kaplumbağının beyninin görsel kısmı geriye kalan bölgesiyle kıyaslandığında nispeten çok küçüktür, bu sebepten, duyuları ön plandadır.
C) Beyninin diğer kısmıyla kıyaslandığında bir kaplumbağının görsel kısmı, diğer sürüngenlerde olduğu gibi görmeden ziyade duyularına güvendikleri için oldukça küçüktür.
D) Beyninin diğer kısmıyla kıyaslandığında bir kaplumbağının görsel kısmı oldukça küçüktür, dolayısıyla onlar diğer sürüngenler gibi görsel güçlerinden ziyade duyularına güvenmektedirler.
E) Beyninin diğer kısmıyla kıyaslandığında bir kaplumbağının beyninin görsel kısmı oldukça küçüktür, çünkü kaplumbağalar, bütün diğer sürüngenler gibi, görmeden ziyade duygularına güvenirler.


13. Hoping for a bold visual protest to Franco’s treachery from Spain’s most eminent artist, colleagues and representatives of the democratic government have come to Picasso’s home in Paris to ask him to paint the mural.

A) İspanya’nın en ünlü sanatçısına Franco ihanet ettiği için meslektaşları ve demokratik hükümetin temsilcileri Picasso’dan buna karşı duvar resmi yapmasını istediler.
B) Franco’nun ihanetine karşılık demokratik hükümetin meslektaşları ve temsilcileri Picasso’dan buna karşılık bir duvar resmi yapmasını umdular.
C) İspanya’nın en ünlü sanatçısından Franco’nun ihanetine karşı belli bir görsel protestoyu umdukları için meslektaşları ve demokratik hükümetin temsilcileri duvar resmi yapmasını sormak için Picasso’nun Paris’teki evine geldiler.
D) İspanya’nın en ünlü sanatçısından Franco’nun ihanetine karşı belli bir görsel protestoyu umdukları için demokratik hükümetin meslektaşları ve temsilcileri duvar resmi yapması için Picasso’dan yardım talebinde bulundular.
E) İspanya’nın en ünlü sanatçısından Franco’nun ihanetine karşı belli bir görsel protestoyu ummaları meslektaşlarını ve demokratik hükümetin temsilcilerini Picasso’dan yardım talebinde bulunmaya itti.



14. It is always discussed that the foreign languages can be only acquired as the children have their mother - tongues from the very early periods of their lives near their families.

A) Yabancı dillerin sadece çocukların ana dillerini hayatlarının ilk anlarından itibaren ailelerinin yanlarında aldıkları gibi edinebilir olması her zaman tartışılır.
B) Yabancı diller ancak çocukların hayatlarının ilk anlarından itibaren ana dillerini ailelerin yanında öğrendiği gibi edinebilir.
C) Her zaman tartışılır ki çocuklar yabancı dilleri sadece aileleri yanında ana dillerini öğrendikleri gibi öğrenebilirler.
D) Yabancı diller sadece çocukların ana dillerini hayatlarının ilk anlarından itibaren ailelerinin yanlarında aldıkları gibi edinebilir ve bu her zaman tartışılır.
E) Yabancı dillerin sadece çocukların ana dillerini hayatlarının ilk anlarından itibaren ailelerinin yanlarında aldıkları gibi edinebilir olması halen tartışma konusudur.


15. Despite being founded in ancient times, Florence was of little importance before the 11th century.

A) Floransa eski zamanlarda bulunmasına rağmen 11. yüzyıla kadar çok az önemi vardı.
B) Eski zamanlarda bulunmasına rağmen Floransa 11. yüzyıldan önce çok az önem taşıyordu.
C) Eski zamanlarda ortaya çıkarılmasına karşın Floransa ancak 11. yüzyılda önemini kazandı.
D) Floransa çok eski zamanlarda bulundu, buna rağmen 11. yüzyıldan önce çok az önem taşıyordu.
E) Eski zamanlarda kurulmasına rağmen Floransa önemini hiçbir zaman kaybetmedi.


TURKISH = ENGLISH

16. Her kelimeyi bir şekille anlatan Çince’de ‘risk’ iki şekil yan yana getirilerek yazılır: Tehlike ve fırsat.

A) The Chinese language explaining each word with the help of shapes interprets the word of ‘risk’ by combining two shapes together: Danger and opportunity.
B) ‘Risk’, in the Chinese language explaining each word with a shape, is defined by putting two shapes side by side: Danger and opportunity.
C) In Chinese language, which interprets every word with a shape, ‘risk’ is written by putting two shapes side by side: Danger and opportunity.
D) Explaining every word with a shape, the Chinese language especially interprets the word of ‘risk’ with the help of two shapes: Danger and opportunity.
E) In order to explain every word in the Chinese language, the shapes are used and the ones which are used for interpreting ‘risk’ are: Danger and opportunity.


17. Yarının bu günden daha iyi olacağı ümidiyle yetinmek yerine, yarın uyandığımızda kendimizi önceki günden daha iyi hissetmemizi sağlayacak bir şeyler yapabiliriz.

A) Instead of being satisfied with the hope that tomorrow will be better than today, we can do something that will help us feel better than the previous day.
B) Instead of being satisfied with the hope that tomorrow will be better than today, we should feel better than the previous day.
C) It may be good to hope that tomorrow will be better than today, but instead of that, we can do something that will help us feel better than the previous day.
D) In place of the hope that tomorrow will be better than today, we could choose the one that will help us feel better than the previous day.
E) Being satisfied with the hope that tomorrow will be better than today may be good, but in place of that, the one that will help us feel better than the previous day can be much better.

18. Yaşam tarihi asla önceden belli olmayan bir sınavdır.

A) Life is an examination which hasn’t got a definite time.
B) Life is an examination at a time when you are not informed before.
C) Life includes a kind of examination, the date of which is not known before.
D) Life is like an examination, the date of which is not revealed before.
E) Life is an examination, the date of which is not definite before.

Ziyaretçi Sayacı
 
Arama
 
Gündemdekiler
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol